Normal doğum her bayanın doğal olarak yapabileceği bir doğum formülü olsa da bayanları bu yöntemden
uzaklaştıran birçok olumsuz etken var. Epizyotomi yani doğum sırasında perineye yapılan kesi birçok
bayanın olağan doğum kararını olumsuz tarafta etkiliyor. Yapılacak kesi nedeniyle cinsel hayatının
etkileneceği tasası ve yakın etraflarından duyduğu olumsuz kıssalar bayanda önemli korkuya ve
nihayetinde de sezaryen kararı almaya sebep oluyor.
Son 100 yıl içinde geliştirilen ve uygulanan bu perine kesisi nedeniyle doğum yapmış bayanların,
doğumdan sonra 3 yahut 4 hafta popolarının üstüne oturamadıklarından yakındıklarını hepiniz
duymuşsunuzdur. Olağan doğum sırasında bebeğin başının perineden çıkarken ki süreyi kısaltmak ve
burada oluşacak yırtıkları azaltmak gayesiyle ve oluşabilecek yırtığın denetimli halde olması sayesinde
daha kolay onarılması için geliştirilen epizyotomi artık tarihteki yerini alıyor. Epizyotomi, doğumun süratli,
bebeğin iri olduğu yahut doğum sırasında vakum kullanılması gereken doğumlarda yapılıyor.
Bebeğin çıkış sırasında burada geçireceği vakit bebeğe ziyan vermeyeceği üzere bu bölgenin
esnemesini ve böylelikle doğum sırasında oluşacak yırtıkların daha az olmasını sağlar. Olağan doğum
sırasında zaten oluşan yırtıklar bu bölgenin en zayıf yerinden olacağı için güzelleşmesi daha süratli ve
kolay olur. Ben bayan doğum hekimliğimin son 8 yılında epizyotomiyi hiç uygulamadım. Şuna dikkat ettim
ki yaptırdığım doğumlarda derin yahut makata kadar ilerleyen yırtıklar hiç oluşmuyor.
Amerikan Bayan Doğum Derneği’nin üyesi olarak Amerika’daki uygulamaları yakından takip ediyorum.
Amerikan Bayan Doğum Derneği de artık epizyotomi uygulamasının her bayana yapılmasını önermiyor.
Doğumunuzu yaptıracak doktorunuzla doğum sırasında yapılmasını istemediğiniz uygulamalar ile ilgili
doğumdan evvel kesinlikle görüşün. İstemediğiniz bu uygulamayı her bayana yapıp yapmadığı konusunda
doktorunuzun tercihini öğrenin. Şayet size yapılmasını istemiyorsanız doktorunuzun bu bahiste size desteği
olup olamayacağını konuşun.
