Sezsizlik ve doğum, birbiri ile hiç alışık olmadığımız kavramlar. Halbuki doğumun etkin olarak varlığından sorumlu oksitosin hormonu nun öbür ismi sevgi hormonudur. Sevginin aşkın olduğu her yerde bol bol oksitosin vardır. Yeterki doğumumuz sevgi ortamında olsun bebeğimiz aşkı hissetsin. Oksitosin hormonunun salgılanmasını artıran ortam motamot cinselliği yaşadığımız bir ortam üzeredir. Sessizliğin kol gezdiği, karanlık, tahminen biraz loş ,nostaljinin aromasının hissedildiği hafif bir koku. Doğum odasının gelin kız yatağı üzere süslendiği doğumlarda tüm aile odada oturup bebeği beklerken, kimse travaydaki annenin neler hissettiğini düşünmez. Ağlarsa anam ağlar dediğimiz tabloda bile, herkes kendi doğum öyküsünü hatırlar.
O bebeğin mucizevi bir biçimde varlığının tohumlarının atıldığı üzere sessiz sakin huzur dolu bir doğum odası istiyoruz ….Mahremiyet sonsuz olmalı. Kapı ikide birde açılmamalı. Doğumhanenin kapısı uygun bir alana açılmalı ,doğum masası kapıya yönelik olmamalı .Doğumhanenin camları sokağa açılmamalı biri asla bizi gözetlememeli. Doğum anında hastane işçisini mümkün olduğunca asgariye indirtip doğumhanede birkaç kişi ile kalmak .Mümkünse baba teminatın teminatı olarak kalabilsin .Pencerede konutumuzu aratmayacak sıcaklıkta , hastanenin soğuk havasını hissettirmeyecek bir perde misyonu ışığı içeri sokmamak ve içerdeki oksitosini dışarı çıkarmamak ,fonda sakinleştirici bir müzik ritmi yakalamak için ,neyin ritmi NEFESİN artık bir avazda değil bir nefeste Allah kurtarsın demeliyiz