Bu yazı tarihi çok eskilere giden yaş kupa (hacamat) hakkında bilgilendirme amacıyla yazılmıştır.
Hacamat hakkındaki kayıtlar Mısır Ebers Papirüsü ile başlar denebilir. MÖ 1550 yıllarında yazıldığı sanılan ve Mısır’da bulunan tıbbi konuları içeren bir yazmadır. Bu yazmada ve duvar resimlerinde kupa aletleri görülebilir.
Antik Yunan`da Hipokrat ve Galen çeşitli hastalıkların tedavisinde kan akıtmaktan bahsederler. Bu nedenle antik Yunan’da genellikle kesici aletlerle kan akıtmak ile kupa birlikte uygulanmıştır.
Bildirilen ilk yazılı kaynaklar Çin’e aittir. Kronik öksürük tedavisi ve zehirli yılan ısırıklarının tedavisi gibi pek çok hastalıkta kullanımı ile ilgili bilgiler aktarılmaktadır. Çin’de özellikle akupunktur ve kupa uygulaması ile hastalıkların yarısından fazlasının iyileştirilebildiğine dair yaygın bir inanış vardır.
Bu süreçte İslâm hekimleri de asırlarca hacamat uygulamasını güvenilir tedavi yöntemi olarak kabul etmiştir. Çin kaynakları dışında en sistematik ve düzenli bilgiler tarih boyunca yöntemi uygulamış ve tecrübe etmiş olan İslami kaynaklarda yer almaktadır. İslam tıbbında hacamat uygulamasında dünya genelinden en önemli fark; İslam tıbbında kaynağın İlahi kaynaklar olmasıdır. Konu hadislerle ve sünnetle desteklenmekte; bu nedenle halk tarafından ayrıca önemsenmektedir.
1950’li yıllarda Çinli araştırmacıların dikkatini konuya yoğunlaştırması sonucu hacamat hastanelere girmiş, yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Avrupa’nın da konuyla ilgilenmesi neticesinde batı tıbbında bilimsel temeller oluşmuştur. Genellikle önleyici (koruyucu) ve tedavi edici olmak üzere iki şekilde uygulama tercih edilir.
Önleyici amaçlı baş, sırt, bel ve baldır gibi bölgeler tercih edilir. Sünnet uygulaması da bu kapsamda önleyici olarak değerlendirilebilir.
Tedavi edici olarak çene altı, baş, ayak tabanı, kürek kemiklerinin arası, kulak arkası, kulak memesi, böbrek, karaciğer noktası, diz, bel gibi bölgeler tercih edilir.
Her hacamat yaptırmaya gelen kişinin genel muayenesi yapılmalı, ateş, tansiyon, solunum ve nabız bulguları kaydedilmelidir. Hacamat tıbbi bir girişim olarak algılanmalıdır. Bu nedenle uygulama öncesi mutlaka kan tahlillerine bakılmalı, kanama bozukluğu, kansızlık (hemoglobin değeri önemlidir), trombositlerde bozukluk varsa not edilmeli, hastanın durumu uygun değilse yapılmamalıdır. Bulaşıcı hastalığı olanlar not edilmeli aletler steril, kişiye özel olmalıdır.
Hacamat yapılan yatak veya sandalye temiz olmalı, sterilizasyona titizlik gösterilmelidir. Odanın da dezenfekte edilmesi (mikroplardan temizlenmiş olması); bazı durumlarda ise sterilizasyon yapılması (mikroplardan arındırılması) gerekir. Oda mümkünse günlük yıkanmalı, mutlaka havalandırılmalıdır.
İlkbahar ve sonbahar yapılması yaygın kabul görmektedir. Mayıs ve Haziran ayları hacamat için en uygun zamanlardır. Ayın ve gezegenlerin dünya ile olan konumları bu uygulamalar da temel belirleyicilerdir. Ancak tedavi edici amaçlı uygulamalarda muayene bulgularına göre karar verilir ve zamandan bağımsız yapılabileceğine dair yaygın bir kanaat vardır. Ancak yine de sünnet uygulamasındaki gün kısıtlamalarına dikkat etmek gerekir. Saat olarak en çok güneş doğduktan 2-3 saat sonra bir de akşama doğru yapılır. Yemekten 2 saat sonra hacamat yapmak tercih edilir.
Uygulama yapıldıktan sonra çiziklerin üzerine herhangi bir örtü genellikle gerekmez. En iyi örtünün yaranın kendi kabuğu olduğu unutulmamalı; oluşan kabuklar kanatılmamalıdır. Eğer yaranın daha hızlı iyileşmesi istenirse; hazır antibiyotikli merhemler, epitelyum yapımına yardımcı merhemler kullanılabileceği gibi sarı kantaron yağı, ozonize yağlar gibi doğal malzemeler de kullanılabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.