Boyun Ağrısı – Boyun Ağrısı | Kadın Hastalıkları

Genç, yaşlı, çocuk tüm yaş grubunu etkileyen boyun ağrıları bazen başa vuran ağrılar ile, bazen sırta vuran ağrılar ile yaşam kalitesini çok bozar. Her 3 kişiden birinin hayatı boyunca en az bir kez boyun ağrısı yaşadığı bildirilmektedir. Ağrı genellikle hafif şiddette ve geçici özelliktedir ancak nadir de olsa çok ağrılı, hatta özürlülüğe neden olacak kadar ağır olabilir.

Boyun, baş ile vücut arasında, başın hareket etmesini, bu hareket sırasında vücudun dengede kalmasını sağlayan bölgedir. Beyni besleyen oldukça önemli damarların ve omuriliğin içinden geçtiği yapı aynı zamanda kollara giden sinirlerin de çıkış bölgesidir. Omurganın en hareketli parçasıdır ve karmaşık ve diğer omurga bölgelerinden farklı bir eklem, kas ve bağ yapısı vardır.

Boyun ağrısının nedenleri

    Boyun ağrıları özellikle genç kişilerde yoğun olarak boyun etrafı ve boyun-omuz kuşağı kaslardan kaynaklanmaktadır. Boyunda disk kayması denen boyun fıtıkları da yine daha nadir ama önemli nedenler arasındadır. Yaşın ilerlemesiyle omurlar, diskler ve bağlardaki hasarlanmalar nedeniyle oluşan kireçlenme tablosu da sık görülen durumlardandır. 

Boyun ağrılarının büyük bölümü duruş bozukluklarından kaynaklanır. Uzun süre aynı pozisyonda sabit çalışma (örneğin masa başı işi yapanlar) ve başın devamlı yukarıya bakarak yapıldığı aktiviteler (boyacılık gibi) risk oluşturur. Bu açıdan bakıldığında mesleksel risk faktörlerinin ön planda olduğu bir tablodur. Bilgisayar önünde çalışmanlar, sabit durarak atölye çalışması, el işi yapanlar, boyacılar gibi pek çok meslek grubu risk altındadır. 

Ayrıca trafik kazaları, düşmeler, spor yaralanmaları, yanlış pozisyonda uyuya kalma, yüksek yastık kullanımı, kötü seyahat şartları zedelenmelere neden olarak boyun ağrının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

Boyun Kireçlenmesi

Boyun kireçlenmelerine neden olan dejeneratif değişiklikler aslında 20-30’lu yaşlarda başlayarak ilerler fakat genellikle yakınmaya neden olmaz. Zamanla eklemlerdeki hasar, etraf kas ve bağlarda da değişikliklere neden olur. Yukarıda bahsedilen boyun ağrısını arttırıcı bir faktörle karşılaşıldığında veya bazen kendiliğinden ağrı ile kendini gösterir.  Eğer hasarlanmaya bağlı omur ve eklemlerde kemiklerde büyüme ileri safhada olurda boyundan çıkan sinir köklerine veya omuriliğin kendisine bası yapması da söz konusu olabilir. 

Boyun Fıtığı 

Her iki boyun omuru arasında yastık görevi yapan disk adı verilen dokunun omurilik ve kola giden sinirlere doğru taşması sonucu ortaya çıkan klinik tablodur. Basının büyüklüğüne göre çok farklı şikayetler ortaya çıkabilir. Sadece boyun ve kol ağrısı veya kol kaslarında kuvvet kaybı, ellerde his kusuru, uyuşma ve beceriksizlik de görülebilir. Omuriliğe doğru bası olması durumunda yürüme zorluğu, bacaklarda kuvvetsizlik ve idrar şikayetleri de görülebilmektedir. Neyse ki boyun ağrıları sebepleri içinde boyun fıtıkları aslında daha az bir yeri tutmaktadır. Ancak neden olabileceği özellikle kas gücü kaybı gibi problemler nedeniyle dikkatli değerlendirilmesi gereken bir durumdur.

İltihaplı romatizmal hastalıklar

Boyun bölgesi ankilozan spondilit ve romatoid artrit gibi çok görülen ve bilinen bazı romatizmal hastalıkların tutulum bölgelerinden biridir. Böyle bir romatizmal hastalığı olan hastalarda bu açılardan değerlendirilmesi gerekir. 

Yumuşak doku (kas) romatizmaları

Boyun bölgesi başı devamlı dik tutma zorunluluğu nedeniyle ve omuza bağlı kasların başlangıç veya yapışma yeri olması nedeniyle çok kullanılan, stres altında kalan ve gevşemeye fazla fırsat bulamayan bir bölgedir. Bunun yanı sıra kişilerin üzüldüğü, gerginleştiği, sıkıldığı zamanlarda da en fazla kas kasılması olan bölgedir. Stresle ortaya çıkan bu kasılma ile kasların yapışma yerlerinde gerginlik boyun ve hatta baş ağrılarına neden olur. 

Boyuna ait bölgelerin en fazla görülen hastalıkları yukarıda belirtilenler olsa da kanser veya kanser yayılımları, kemik veremi, kemiği tutan hastalıklar da akılda tutulması gereken durumlardır. Bir diğer önemli husus da omuz ağrılarının boyun ağrıları ile çok karışmasıdır. Omuzu kaldırırken veya arkaya döndürürken ağrı veya hareket kısıtlılığı olması, etkilenen taraf üzerine yatılamaması gibi durumlar ağrının omuz kaynaklı olabileceğini desteklemektedir.

Boyun ağrısında tanı

Boyun ağrısı ile gelen hastada ağrının süresi, arttıran veya azaltan nedenler, meslek, ağrının kola yayılıp yayılmadığı, kollarda ve ellerde ağrı uyuşukluk veya kas güçsüzlüğü olup olmadığı, hastanın ek romatizmal hastalığı olup olmadığı, uyku durumu sorgulanmalıdır. Sonrasında çok dikkatli bir muayene ile ağrının boyundan kaynaklanan kemik, disk gibi yapılardan mı yoksa kaslardan mı kaynaklandığı tespit edilmelidir. Omurilik kanalı veya sinir köklerine olası bası riski nedeniyle dikkatli nörolojik muayene yapılmalıdır. Sonrasında direkt grafi, MR veya tomografi gibi görüntüleme yöntemleri, sinir tutulumuna bağlı durumları belirlemek veya ayırt etmek için EMG çekimi yaptırılabilir. Gereğinde kan tahlilleri ile de tanı desteklenebilir. 

Boyun ağrısında tedavi

Ağrılı ve tutuk bir boyun, hiçbir özel tedavi yapılmasa da birkaç gün – birkaç hafta içinde daha iyi hale gelebilir. Genellikle gereken tek şey mümkün olduğunca rahat bir pozisyon sağlamaktır. Boyun ağrısı şiddetli olduğunda ve uzun sürdüğünde ise aşağıdaki tedavi yöntemleri kullanılabilmektedir. 

İlaç Tedavisi

Bel ağrılarında ağrının azaltılması için ilaçlar kullanılabilir. Bu amaçla ağrı kesici/antiromatizmal ilaçlar, kas gevşeticiler, yardımcı (adjuvan) ilaçlar, zayıf opioidler kullanılabilir. Bu ilaçlar ağızdan alınabileceği gibi dışardan sürülen jel/krem şeklinde de kullanılabilir.

İlaç Dışı Tedaviler

-İstirahat: Bir diğer tedavi metodu istirahattir. Bu amaçla boyunluk kullanımı önerilebilir. 

-Tamamlayıcı tıp yöntemleri: Boyun ağrısını kontrol altına almak için tamamlayıcı tıp yöntemlerinden akupunktur, nöral terapi, ozon terapi, mezoterapi, proloterapi kullanılabilir. Kliniğimizde bu tedavilerden akupunktur, nöral terapi ve ozon tedavisi kullanılmaktadır. Bu 3 yöntem düşük yan etki profili, ağrıyı hızlı kontrol etme yeteneği ve bütüncül bakış açısı ile boyun ağrısını oluşturabilecek diğer sistemlerin tedavisine de imkan sağladığı için tercih ettiğimiz yöntemlerdir. 

-Fizik tedavi: Boyun ağrılarında fizik tedavi araçlarının kombine kullanımı uzun yıllardır yapılan ve başarılı tedavi metodlarından olduğu için önerilmektedir. Kas spazmını azaltması, ödemi azaltması, kan akımını arttırması ile boyun bölgesindeki ağrıyı kontrol altına alabilmektedir.

Egzersiz

Egzersiz ile amaç boyun etrafındaki kasları güçlendirmek, spazm nedeniyle kısalmış kasları kısaltmak ve bağları germektir. Bu şekilde boyun etrafında dengeli ve doğal bir korse oluşumu sağlanır.

Boyun ağrılarında kas gerginliğinin çok fazla etkisi olduğundan boyun omuz kuşağı kaslara germe (streching) egzersizlerinin mutlaka yaptırılması gerekir.

Ayrıca aerobik egzersiz denen büyük kas gruplarının çalıştığı, kalp atım sayısı ve solunum sayısını arttıran egzersizler de yapılmalıdır. Bu egzersizler aynı zamanda mutluluk hormonu denen endorfinlerin artmasını da sağlayarak hastanın hem ruh durumunu düzeltir hem de ağrısını azaltır. Bu egzersizler koşma, yürüme, yüzme, dans gibi egzersizlerdir. Hasta hangisini daha çok seviyorsa onu yapmalıdır. Çünkü beklenen etkilerin oluşması için aerobik egzersizlerin en az 8 hafta yapılması gerekir.

Boyun ağrısı olan kişilere faydalı öneriler

  • Ağır cisimleri kaldırmayın, çekmeyin ve itmeyin, taşıyacağınız yükleri iki eşit parçaya bölün ve gövdenize yakın taşıyın. 

  • Başınızla yük taşımayın. Baş seviyesinin yukarısına doğru yük kaldırmayın.

  • Boynunuzu sürekli öne eğik veya aynı pozisyonda sabit tutmayın (okuma, el işi yapma, yazma vb)

  • Telefonu konuşurken boyun-omuz arasına sıkıştırmayın.

  • Otururken sırtınızı düz tutun ve yaslanın.

  • Gerekirse boyun kıvrımınıza uyan boyun yastığı ile boynunuzu takviye edin.

  • Aşırı yüksek yastık kullanmayın.

  • Çalışma şartlarınızı ve koşullarınızı iyi düzenleyin.

  • Özellikle bilgisayar ve masa başında 30 dakikada bir pozisyon değiştirin.


 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu