Tendinopatiler | Kadın Hastalıkları

Tendinopatiler, bir tendonun hastalığı veya bozukluğu anlamına gelmektedir. Bilek tendonlarını etkilemekte olan bir yaralanma tipidir. Çoğu zaman tendinopatiyi tendonun tüm şartlarını sağlamak amacıyla şemsiye bir terim olarak tanımlanmaktadır. Ancak bazı durumlarda iyileşemeyen kronik hale gelmiş tendon durumunu tanımlamaktadır. Bu durum genelde sporcularda ortaya çıkmaktadır. Ancak yaşlı insanlarda da sıkça görülen bir durum olduğu bilinmektedir. Belirtileri arasında ise bazı hareketleri yaparken ağrı yaşamak, sabah sertlik hissedilmesi, lokal hassasiyet gibi durumlar bulunmaktadır.

Ağrı yaşanan bölgelerin muayene edilmesi ve çıkan sonuca göre tedavi yönteminin belirlenmesi gerekmektedir. Muayene esnasında ayrıntılı bilgi elde edilmekte ve böylelikle hastanın durumuna en uygun olacak yöntem ortaya çıkarılmaktadır. Her hastada sorun farklı oluşabilmekte ve belirtileri farklı şekilde kendini belli edebilmektedir. Bu nedenle her ayrıtının dikkate alınması gerekmektedir.

Tenisçi ve Golfçü Dirseği

Tenisçi ve golfçü dirseği nedir? Tenisçi dirseği, dirseğin dış tarafında olan kas ve tendonun kemiğe yapıştığı yerde görülen ağrılı bir durumdur. Bu sorunda tendon yapışma yerinde zayıflama olduğu görülmektedir. Özellikle burada yer alan kasın hareket ettirildiği durumlarda fazlasıyla ağrı hissedilmesine neden olmaktadır. Sık sık tenis oynayan kişiler başta olmak üzere her yaş aralığında oluşabilen bir problem olduğu bilinmektedir.

Golfçü dirseği, dirseğin iç tarafında yer alan kemik çıkıntıda ağrı ve hassasiyetin meydana gelmesi olarak tanımlanmaktadır. El bileğinin büküldüğü esnada kullanılan kasların kirişleri medial epikondile yapışmaktadır. Böylelikle bu kasların aşırı kullanımı, kişinin rahatsızlık yaşamasına sebebiyet vermektedir. Burada bulunan kaslar aşırı kullanıldığı zaman tendonlar yapıştığı alanda çekme kuvvetine maruz kalmaktadır. Bunun sonucunda ise tendonlarda yanma hissi ve yırtılmalar oluşmaktadır. Sonucunda ise kişinin fazlasıyla ağrı yaşamasına neden olmaktadır. 20 ve 50 yaş arasında daha sık görülen bir sorundur.

Topuk Dikeni

Topuk dikeni, kişinin topuk kemiği ile taban çukuru arasında oluşan kalsiyum birikintisi olarak tanımlanmaktadır. Genelde topuğun önünde başlamakta ve git gide tüm ayağa yayılmaktadır. Çok ufak boyutlarda olduğundan dolayı görülememektedir. Bunun yanında bazı durumlarda teşhisi de zor olabilmektedir. Sert yüzey üzerinde yürümek, koşmak veya zıplamak sebep olabileceği gibi aynı zamanda stres nedeniyle de oluşabilmektedir. Topuk kemiğinde oluşan sivri uçlu büyüme olarak da tanımlanabilmekte röntgende görülebilmektedir. Bazen altta yatan başka bir sağlık sorunundan dolayı oluşabilmekte bazen de bağımsız bir şekilde ortaya çıkabilmektedir.

Aşırı kilo ve obezite, uyumsuz ayakkabı kullanımı ve sert yüzey üzerinde hareket etmek gibi pek çok nedenden dolayı kaynaklanabildiği bilinmektedir. Topuğa alınan bir darbe nedeniyle ya da şeker hastalığından dolayı da ortaya çıkabilmektedir. Aynı zamanda kadınlarda daha sık görüldüğü bilinmektedir. Belirtileri arasında ise topuk önünde oluşan inflamasyon ve şişlik, çevresinde ısı artışı, topuk altında görülen minik çıkıntı, çıplak ayak ile yürümenin zorlaşması bulunmaktadır. Ancak bazı kişilerde herhangi bir belirti oluşturmamakta ve rastgele fark edilmektedir. Her bireyin belirtisi ve nedeni farklı olabilmektedir. Neden kaynaklı olarak oluştuğu bulunmaya çalışılmakta ve buna göre bir tedavi yöntemi oluşturulmaktadır.

Kalsfik Tendinitler

Kalsfik tendinit, tendonların kemiğe yapıştığı alanda oluşan kalsiyum birikmesinden kaynaklanmaktadır. Burada bulunan kalsiyum birikimi röntgen aracılığı ile görülmektedir. Tendonda kalsiyum biriktiğinde basınç oluşmakta ve kişinin ağrı çekmesine neden olmaktadır. Oldukça yoğun bir omuz ağrısı oluşturabilmektedir. En belirgin ve sık olan belirtisi omuz ağrısıdır ve bu ağrı genelde gece saatlerinde ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu ağrılar, hareket kabiliyetini kısıtlamakta ve kasların bu nedenle zayıflamasına, güçsüz duruma gelmesine olanak sağlamaktadır. Kalsfik tendinitler için öncelikle ilaç tedavisi vb. ameliyatsız yöntemler uygulanmaktadır. Ancak buna rağmen herhangi bir azalma yaşanmıyorsa cerrahi yöntemlere başvurulduğu görülmektedir.

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu